Содержание

Слайд 2

20 Haziran 1791'de ailesi ile Fransa'dan kaçma girişiminde bulunmuştur. Ancak yakalanarak

20 Haziran 1791'de ailesi ile Fransa'dan kaçma girişiminde bulunmuştur.
Ancak yakalanarak

Paris'e geri getirilmiştir. Kralın bu hareketi özellikle Cumhuriyetçiler arasında kralsız bir yönetimin mümkün olabileceği inancının uyan­masına yol açmıştır.
Слайд 3

Aslında başlangıçta İhtilale öncülük eden burjuvazi, kral ve liberal görüşe yakın

Aslında başlangıçta İhtilale öncülük eden burjuvazi, kral ve liberal görüşe yakın

aristokratları yanına çekmek ve yeni düzeni birlikte kurmak istemiştir.
Ancak XVI. Louis'in bu konuda isteksiz olması,
aristokratların da tutucu davranarak eski düzenin geri gelmesi için çaba harcamaları ve
Fransız kraliçesi Marie Antoinette'in kardeşi Avusturya Kralı II. Leopold'dan yardım istemeleri üzerine işbirliği ihtimali ortadan kalkmıştır.
Слайд 4

Bu süreçte Kurucu Meclis'te iki yıl süren çetin tartışmalar sonucunda yeni

Bu süreçte Kurucu Meclis'te iki yıl süren çetin tartışmalar sonucunda yeni

bir anayasa hazırlanmış ve 14 Eylül 1791'de kral tarafından onaylanarak yürür­lüğe girmiştir.
Böylece Fransa'da mutlak monarşi dönemi sona ererek meşruti monarşi dönemine geçilmiş,
Kurucu Meclis kendini feshetmiş, yeni seçimlere gidilmiştir.
Слайд 5

745 üyeden oluşan yeni meclis 1 Ekim 1791'de toplanmıştır. 22 Eylül

745 üyeden oluşan yeni meclis 1 Ekim 1791'de toplanmıştır.
22 Eylül

1792 tarihine kadar görevine devam eden meclis tutucular ve ilericiler olarak iki gruba ayrılmıştır.
Yasama Meclisi dönemi
içte ayaklanmalar ve siyasi çekişmelerle geçerken,
dışarıda bir devletler bloğu ile girişilen İhtilal Savaşları başlamıştır.
Слайд 6

Cumhuriyet taraftarları dış güçlerin koruduğu kralı Tuileries Sarayı'nı basarak karısı ile

Cumhuriyet taraftarları dış güçlerin koruduğu kralı Tuileries Sarayı'nı basarak karısı

ile birlikte tutuklamıştır.
1792 yılının Eylül ayında yabancı güçler Kuzey Fransa'da durdurulmuştur.
Yasama Meclisi 20 Eylül 1792'de yerini
KONVANSİYON MECLİSİ'NE bırakarak dağılmıştır.
Konvansiyon: bir anayasa yapmak ya da bir anayasayı değiştirmek için toplanan olağanüstü ve geçici meclis.
Слайд 7

Ne yazık ki b i r şey yemeden .şarap içemezdi m

Ne yazık ki b i r şey yemeden
.şarap içemezdi m .

Fakat tedarik etmek için ne yapmalı?
B u köşeye ekmek saklamam imkansızdı. U şaklara
aldırmak kendimi ele vermek ve hem de ev sahibine
hakaret etmekti. Kendim almaya da cesaret edemedim.
Yanı kılıçlı güzel bir efendinin ekmekçi dükkanına giderek
bir yarım ekmek satın alması olacak şey miydi ?
Nihayet kendisine köylülerin ekmeği olmadığını söyledikleri
zaman "öyle ise çörek/pasta yesinler"qu'ils mangent de la brioche demiş olan
bir büyük prensin sözünü hatırladım. Çörek satın aldım.
Bunu yapabilmek için de ne merasimler ! Bu n iyetle
sokağa yalnız çıkarak çoğu vakit bütün şehri de yaşıyor, bir tanesine girmeden önce otuz pastacı dükkanının
önünden geçiyordum.
Jean Jacques Rouseau, İtiraflar I, Çev. Reşat Nuri Güntekin
Слайд 8

Konvansiyon Meclisi Dönemi Meclis ilk iş olarak 21 Eylül 1792’de KRALLIĞI

Konvansiyon Meclisi Dönemi
Meclis ilk iş olarak 21 Eylül 1792’de KRALLIĞI KALDIRMIŞ

ve CUMHURİYETİ İLAN ETMİŞTİR.
Böylece Fransa'da krallık dönemi sona ererek I. CUMHURİYET DÖNEMİ başlamıştır.
Kral ve Kraliçe vatana ihanet suçun­dan yargılanarak önce 21 Ocak 1793'te kral, 16 Ekimde de karısı Marie Antoinette idam edilmiştir.
Слайд 9

Konvansiyon döneminde yasama ve yürütme yetkileri Konvansiyon Meclisinin elinde toplanmıştır. Bu

Konvansiyon döneminde yasama ve yürütme yetkileri Konvansiyon Meclisinin elinde toplanmıştır.
Bu

dönemde de iç karışıklar bir türlü son bulmamıştır.
Bir yandan Kral ve Kraliçenin idamı ile büyük iç ayaklanmalar çıkarken,
öte yan­dan ihtilalden umduğunu bulamayan ve ihanete uğradıklarına inanan köylüler ve işçiler ülkenin hemen her yerinde rejime başkaldırmıştır.
Слайд 10

Tüm bunların yanı sıra İhtilali yapan kadrolar arasında da siyasi görüş

Tüm bunların yanı sıra İhtilali yapan kadrolar arasında da siyasi görüş

ayrılıkları ortaya çıkmıştır,
Girordinler liberal ve ılımlı kanadı temsil ederken,
Jakobenler devrim ilkelerinin yerleştirilmesi için radikal ve sert tedbirlerden yana olmuşlar, gerekirse kan dökül­mesini savunmuşlardır.
Girordinlerin lideri Georges Jacques Danton iken,
Jakoben cephesinde Robespierre ve San Just ön plana çıkmıştır.
Слайд 11

Bir süre yönetimi ele geçiren Robespıerre Fransa'da terör dönemi başlatmış, olağanüstü

Bir süre yönetimi ele geçiren Robespıerre Fransa'da terör dönemi başlatmış, olağanüstü

yetkilere sahip Kamu Selameti Komitesi ve İstiklal Mahkemeleri kurulmuştur.
Toprak reformu gerçek­leşmemiş,
siyasi istikrarsızlık ve savaş koşulları altında
paranın değeri düşerek
te­mel gıda maddelerinin fiyatı artmıştır.
Слайд 12

Bu durum yönetimin aşırı baskı uygulaması­na neden olmuştur. Terör dönemi boyunca

Bu durum yönetimin aşırı baskı uygulaması­na neden olmuştur.
Terör dönemi boyunca

idam edilenlerin %8'inin aristokrat, %14'ünün burjuva, %6'sının din adamı, %70'inin köylü ve işçi kökenli olması Konvansiyon yönetimi hakkında bir fikir verecek niteliktedir.
Gelişmeler geniş halk kitlelerinde devrim ve cumhuriyete karşı kalıcı bir tepki yaratmıştır.
Слайд 13

Konvansiyon döneminde Fransa bir yandan da dış düşmanlarla İhtilal Sa­vaşlarını sürdürmüştür.

Konvansiyon döneminde Fransa bir yandan da dış düşmanlarla İhtilal Sa­vaşlarını sürdürmüştür.


İçte düzen bir türlü sağlanamazken
dışarda şaşırtıcı bir şekilde başarılı olunmuş,
Avusturya, Prusya, İngiltere, Hollanda ve Piyemonte ile tek başına başarılı bir şekilde mücadele etmiştir.
Слайд 14

Hatta karşısındaki devletler bloğunu püskürtmekle kalmamış, karşı saldırıya geçmiştir. Belçika'yı ilhak

Hatta karşısındaki devletler bloğunu püskürtmekle kalmamış, karşı saldırıya geçmiştir.
Belçika'yı ilhak

etmiş, Hollanda, İsviçre, Kuzey İtalya'ya kadar genişlemiştir.
Ancak içeride şiddet ve baskı yönetimi dayanılmaz hale gelince ılımlı Cumhuriyetçilerle Ulu­sal Ordu işbirliği yapmış,
Robespierre ve taraftarları yakalanarak idam edilmiş­tir.
Ardından yeni bir anayasa hazırlanmış,
Konvansiyon Meclisi dağılarak
26 Ekim 1795'te yerini DİREKTUVAR YÖNETİMİNE bırakmıştır.
Слайд 15

Слайд 16

Direktuvar Dönemi 28 Ekim 1795 ile 9 Kasım 1799 tarihleri arasında

Direktuvar Dönemi
28 Ekim 1795 ile 9 Kasım 1799 tarihleri arasında süren

Direktuvar döne­minde yasama gücü Meclis'e aitken, yürütme yetkisi beş kişiden oluşan ve Direktuvar adı verilen kurula devredilmiştir.
Слайд 17

Direktuvar Döneminde de Fransa'da bir türlü beklenen istikrar sağlanama­mış, iç çatışmalar

Direktuvar Döneminde de Fransa'da bir türlü beklenen istikrar sağlanama­mış, iç çatışmalar

devam etmiştir.
Bunda yeni yönetimin çok dar bir tabana dayanmasının da büyük rolü vardır.
Krallık yanlıları ve aristokratlar kadar cum­huriyetçiler de yeni yönetimden memnun olmamışlardır.
Köylü ve işçilerin sı­kıntılarını giderecek tedbirler alınamadığı için bu gruplar da yönetime destek vermemişlerdir.
Слайд 18

Ayrıca Fransız ekonomisi de çok kötü durumdadır. Sıkıntılar­dan bunalan ve gitgide

Ayrıca Fransız ekonomisi de çok kötü durumdadır. Sıkıntılar­dan bunalan ve gitgide

devrime inançları azalan Fransız halkı tarihte pek çok kez olduğu gibi mucizevi bir şekilde kendisini bu durumdan kurtaracak bir kah­raman aramaya başlamıştır.
Слайд 19

Kısa süre sonra bulunan bu kahraman Fransa'nın kaderinde önemli bir rol oynayacak olan Napoleon Bonaparte'tır.

Kısa süre sonra bulunan bu kahraman Fransa'nın kaderinde önemli bir rol

oynayacak olan Napoleon Bonaparte'tır.
Слайд 20

Napoleon Bonaparte 1769'da Korsika'nın Ajaccio şehrinde İtalyan kökenli bir ailenin oğlu

Napoleon Bonaparte 1769'da Korsika'nın Ajaccio şehrinde İtalyan kökenli bir ailenin oğlu

olarak dünyaya gelmiştir.
Daha sonra Fransa'da askeri eğitim almış, 1785'te topçu subayı olarak orduya katılmıştır. 1793 yılındaki Toulon ayaklanmasında büyük bir başarı göstererek İngilizlerin püskürtülmesinde etkin bir rol oynadığından henüz 24 yaşındayken generalliğe yükseltilmiştir.
O dönemde yüksek rütbeli askerlerin arkasında genellikle onları destekleyen bir siyasetçi bulunmaktaydı. Napoleon'u da Robespierre desteklemiştir.
Ancak Robespierre'in yıldızı sönünce Napoleon'da unutulmuştur.
Слайд 21

1795 Ekim'inde Direktuvar yönetiminin ilk günlerinde Paris'teki kuvvetlerin başına getirilip, kral

1795 Ekim'inde Direktuvar yönetiminin ilk günlerinde Paris'teki kuvvetlerin başına getirilip, kral

yanlısı bir ayaklanmayı bastırmak üzere olayları kontrol altına alınca yeniden hatırlanmıştır.
Direktuvar kendisini Fransa Ordusu komutanlı­ğına getirmiştir. Önce Kuzey İtalya üzerine yürüyen Napoleon Avusturya ve Piyemonte ordularını yenilgiye uğrattıktan sonra
Viyana'ya doğru ilerlemeye başlamıştır.
Слайд 22

Avusturya'nın barış talebi üzerine 17 Ekim 1797'de Campo Formio Anlaşmasını imzalamıştır.

Avusturya'nın barış talebi üzerine 17 Ekim 1797'de Campo Formio Anlaşmasını imzalamıştır.


Napoleon'un tecrübesiz askerlerle ve kendisinden sayıca çok güçlü ordulara karşı
Fransız ordusu 30.000 kişi iken savaştığı Avusturya ordusu 50.000 Piyemonte ise 70.000 kişiden oluşmaktaydı-
kazandığı büyük başarı onun Fransız halkının gözünde yaşayan bir efsane haline gelmesine neden olmuştur.
Слайд 23

İtalya'dan akan servet Fransa'nın mali durumunu düzeltmiştir. Campo Formio Anlaşması ise

İtalya'dan akan servet Fransa'nın mali durumunu düzeltmiştir.
Campo Formio Anlaşması ise

siyasi açıdan büyük bir zafer getirmiştir.
An­laşmaya göre
Avusturya, Belçika'nın Fransa'ya ait olduğunu kabul etmiş,
Vene­dik Cumhuriyeti Avusturya ve Fransa arasında bölüştürülmüş,
Adriyatik'te Venedik'in olan Yedi Ada ve Venedik donanması Fransa'nın olmuştur.
Слайд 24

Napoleon'un Avusturya'ya karşı kazandığı zafer itibarını iyice artırınca bu durum Direktuvarı

Napoleon'un Avusturya'ya karşı kazandığı zafer itibarını iyice artırınca bu durum Direktuvarı

rahatsız etmiştir.
Üstelik Napoleon'un askeri başarılarını siyasi sonuca dönüştürmeyi amaçladığını anlayınca
endişeleri artmış ve onu Fransa'dan uzaklaştırmak için Mısır seferine memur etmişlerdir.
Слайд 25

Aslında Napoleon da bu sefere çok isteklidir. Çünkü Mısır Hindistan'ın anahtarı

Aslında Napoleon da bu sefere çok isteklidir.
Çünkü Mısır Hindistan'ın anahtarı

niteli­ğinde olup,
Mısır'ı elinde tutan güç, Hindistan'a ulaşmak konusunda büyük bir avantaj elde edecektir.
Bu nedenle Napoleon Mısır fatihi olarak ününe ün kat­mak ve Hindistan'ı yeniden Fransa'nın sömürgesi yapan kahraman olarak Fran­sız halkının kalbinde yer etmek için kendisi de bu göreve çok istekli olmuştur.
Слайд 26

Hatta Napoleon Dış İşleri Bakanı Talleyrand ile birlikte Mısır'ın işgali konusun­da

Hatta Napoleon Dış İşleri Bakanı Talleyrand ile birlikte Mısır'ın işgali konusun­da

Direktuvar hükümetini ikna etmek için girişimlere başlamıştır.
13 Eylül 1797 tarihinde Napoleon Talleyrand'a gönderdiği mektupta
Mısır'ın bu güne kadar Avrupalı bir devlete ait olmadığını belirterek,
Fransa'nın Mısır'a yerleşmesinin Avrupa'da herhangi bir uluslararası çatışmaya neden olmayacağını iddia etmiş­tir.
Слайд 27

Talleyrand bu görüşler doğrultusunda Mısır seferinin kolay ve gerekli oldu­ğu konusunda

Talleyrand bu görüşler doğrultusunda Mısır seferinin kolay ve gerekli oldu­ğu konusunda

Direktuvar yönetimini ikna etmeye çalışmıştır.
Napoleon ve Talleyrand'ın Mısır'ın işgali konusundaki fikirlerine Direktuvar içinden sadece bir kişi karşı çıkmıştır.
Слайд 28

Diğer üyeler biraz da İtalya'da kazandığı zaferler sebebiyle büyük prestij kazanan

Diğer üyeler biraz da İtalya'da kazandığı zaferler sebebiyle büyük prestij kazanan

ve hükümet için problemler yaratmaya başla­yan Napoleon'u Fransa'dan uzak tutma düşüncesinin de etkisiyle Mısır seferin­den yana tavır koymuşlardır.
Direktuvar tarafından yayınlanan resmi emirle Bonaparte Mısır seferi ile görevlendirilmiştir.
Fransa'nın Mısır seferine karar vermesindeki temel fak­tör İngiltere'dir.
Слайд 29

Fransa 1763'ten beri kaybettiği HİNDİSTAN SÖMÜRGESİNİ İNGİLTE­RE'DEN geri almak istemektedir. Bunun

Fransa 1763'ten beri kaybettiği HİNDİSTAN SÖMÜRGESİNİ İNGİLTE­RE'DEN geri almak istemektedir.
Bunun

en kısa yolu ise
önce Mısır'ı işgal edip,
oradan Kızıldeniz yolu ile Hindistan'a uzanmaktır.
Ancak seferi meşrulaştırmak için göstermelik bir gerekçenin ardına sığınılarak bölgedeki Memlûk beylerinin Fransızlara yaptığı zulüm bahane edilmiştir.
Слайд 30

19 Mayıs 1798'de Napoleon komutasındaki Fransız donanması askerler, dil bilimciler, coğrafyacılar,

19 Mayıs 1798'de Napoleon komutasındaki Fransız donanması askerler, dil bilimciler, coğrafyacılar,

arkeolog ve diğer akademisyenlerle birlikte Toulon Limanı'ndan hareket etmişlerdir.
Fransız askerleri herhangi bir karşı koyma olmadan İskenderiye'ye çıkmışlar, 25 Temmuz'da Kahire'ye girmişlerdir.
Ancak Napoleon Yukarı Mısır'da tutuna­madığı gibi, Kızıldeniz limanlarını da kontrol altına alamamıştır.
Слайд 31

Bu sırada Fransız do­nanmasının Ebuhor'da Nelson komutasındaki İngiliz gemileri tarafından yakıl­ması

Bu sırada Fransız do­nanmasının Ebuhor'da Nelson komutasındaki İngiliz gemileri tarafından yakıl­ması

ve Akdeniz yoluyla yardım gelme ihtimalinin kalmaması üzerine Fransız­lar adeta Mısır'da mahsur kalmışlardır.
Çaresiz kalan Napoleon Suriye üzerine yürümüştür.
Слайд 32

Ancak Cezzar Ahmet Paşa komutasındaki Osmanlı askeri buna imkân verme­yince bir

Ancak Cezzar Ahmet Paşa komutasındaki Osmanlı askeri buna imkân verme­yince bir

sonuç alamadan Suriye'den geri çekilmek zorunda kalmıştır.
Fransız birliklerinin sayıca günden güne azalması,
Fransa'dan yardım gelme umudunun kalmaması üzerine
Napoleon Mısır'da uzun süre kalamayacağını anlamıştır.
Слайд 33

Üstelik bu başarısızlık onun itibarına gölge düşürüp, siyasi kariyerine zarar verebilecektir.

Üstelik bu başarısızlık onun itibarına gölge düşürüp, siyasi kariyerine zarar verebilecektir.


Eylül 1799'da dört parça küçük gemi ile gizlice Fransa'ya geri dönmüştür.
Direktuvar Dönemi'nde de iç politikada istenen sonuçların alınamaması ve özellikle Mısır'da Fransız ordularının aldığı başarısız sonuçlar yönetimin itiba­rını iyice zayıflatmıştır.
Слайд 34

Hükümet aleyhtarları gösteriler başlamıştır Napoleon Fransa'ya geri döndükten sonra muhalif güçlerle

Hükümet aleyhtarları gösteriler başlamıştır
Napoleon Fransa'ya geri döndükten sonra muhalif güçlerle işbirliği

yaparak 9 Kasım 1799'da Direktuvar yönetimine son vermiştir.
Слайд 35

Üç Konsül Dönemi Napoleon Direktuvar yönetimini dağıttıktan sonra 10 Kasım 1799'da

Üç Konsül Dönemi
Napoleon Direktuvar yönetimini dağıttıktan sonra 10 Kasım 1799'da üç

konsülden oluşan bir hükümet kurmuş, kendisi de birinci konsül olmuştur.
Bundan sonra dört yıl süreyle Birinci Kon­sül olan Napoleon Fransa'nın yönetimini ele almıştır.
Слайд 36

Bu dönemde yeni bir ana­yasa yapılmış, toprak reformu gerçekleştirilerek köylülere toprak

Bu dönemde
yeni bir ana­yasa yapılmış,
toprak reformu gerçekleştirilerek köylülere toprak

dağıtılmış,
ülke içindeki çatışmalara son verilerek düzen ve huzur sağlanmış,
pek çok yeni kanun yapılmıştır.
Слайд 37

Fransız halkı İhtilalden sonra ilk kez rahat bir nefes alarak normal

Fransız halkı İhtilalden sonra ilk kez rahat bir nefes alarak normal

hayatına geri dönebilmiş,
geniş köylü kitleleri memnun edilmiştir.
Böylece Napoleon bir efsane haline gelmiştir.
Ardından 1804 yılında yaptığı bir referandumla kendini İMPARATOR olarak seçtirmiştir.
Слайд 38

Fransa'da I. Cumhuriyet dönemi sona ermiş, sanki hiç devrim yapılmamış gibi

Fransa'da I. Cumhuriyet dönemi sona ermiş, sanki hiç devrim yapılmamış gibi

imparatorluğa geri dönülmüştür.
Ancak kendisi 1804'te İmparator olduğunda "Cumhuriyet hükümeti bir İmparatora emanet edilmiştir" iddiasında bulunarak hala devrime bağlı olduğunun altını çizmiştir.
Слайд 39

Siyasi tarihte Fransa ile koalisyon güçleri arasında yapılan savaşlara "İhtilal Savaşları"

Siyasi tarihte Fransa ile koalisyon güçleri arasında yapılan savaşlara "İhtilal Savaşları"

ya da "Koalisyon Savaşları" denmiştir.
İhtilal Savaşları;
1792 ile 1815 yılları arasında yapılmıştır,
Avrupa güçler dengesi ve siyasi coğrafyasını önemli ölçüde değiştirmiş,
İHTİLALİN İDEOLOJİSİNİ BÜTÜN AVRU­PA'YA TAŞIMIŞ ve
devletler arası ilişkilerde yeni bir dönemi başlatmıştır.
Слайд 40

Fransız İhtilalinin Sonuçları Fransız İhtilali'nin en önemli sonucu kuşkusuz İhtilalin ortaya

Fransız İhtilalinin Sonuçları
Fransız İhtilali'nin en önemli sonucu kuşkusuz İhtilalin ortaya çıkardığı

fi­kir akımlarıdır. İhtilalle birlikte siyasi liberalizm ve milliyetçilik gibi iki önemli fikir akımı ortaya çıkmış, ayrıca sosyalizm ideolojisinin de temelleri atılmıştır.
Bu fikir akımlarına bağlı olarak eşitlik, özgürlük, milli egemenlik, laiklik demokrasi, ulus devlet gibi kavramlar doğmuş ve İhtilal Savaşları ile bütün Avru­pa'ya yayılmıştır. Böylece Avrupa'da yönetimler değişmiş, anayasalar yapılmış, yeni bir Avrupa haritası ortaya çıkmıştır. Fransız İhtilali'nin sadece 19. Yüzyıl değil, 20. hatta 21. Yüzyıla yayılan etkilerinin olmasının en önemli sebebi bu fikir akımlarıdır.
Слайд 41

İhtilalin kısa dönemli sonucu ise Viyana Kongresi'nin toplanması ve 1815 Viyana Düzenlemeleridir.

İhtilalin kısa dönemli sonucu ise Viyana Kongresi'nin toplanması ve 1815 Viyana

Düzenlemeleridir.
Слайд 42

VİYANA DÜZENLEMELERİ Müttefik devletlerle Fransa arasında 30 Mayıs 1814’te imzalanan Paris

VİYANA DÜZENLEMELERİ
Müttefik devletlerle Fransa arasında 30 Mayıs 1814’te imzalanan Paris Ba­rış

Anlaşması ile Fransa 1792’deki sınırlarına çekilirken, Viyana’da bir kongre toplanmasına karar verilmiştir. Savaşın galipleri yeni bir Avrupa düzeni kurmak için Viyana’da bir araya gelmişlerdir.
Viyana Kongresi, 9 Haziran 1815’te kararlarının katılımcı devletler tara­fından imzalanması ile çalışmalarını tamamlamıştır.
Слайд 43

Katılan Devletler ve Politikaları Fransız İhtilali ve sonrasında yıllarca süren İhtilal

Katılan Devletler ve Politikaları
Fransız İhtilali ve sonrasında yıllarca süren İhtilal Savaşlarıyla

birlikte Avrupa’daki mevcut statüko yıkılmış, Napoleon Fransa’sı Avrupa içlerine kadar ilerlerken liberalizm, milliyetçilik gibi fikirleri de beraberinde taşımıştır.
Bu nedenle
sınırların yeniden çizilmesi ve
güçler den­gesinin şekillendirilmesi gerekmiştir.
19. Yüzyılda hala dünyanın ve uluslarara­sı ilişkilerin merkezi Avrupa olarak kabul edildiği için Viyana Kongresi dünya siyasi tarihi açısından da önemli bir olaydır.
Слайд 44

Viyana Kongresine İngiltere, Avusturya, Prusya, Rusya, İsveç, Portekiz, İspanya ve otuz

Viyana Kongresine İngiltere, Avusturya, Prusya, Rusya, İsveç, Portekiz, İspanya ve otuz

altı Alman prensliği temsilci göndermişlerdir. Ayrıca kaybe­den devlet olarak Fransa da kongreye katılmıştır.
Слайд 45

Kongreye çok sayıda devlet katılsa da alınacak kararlar üzerinde Napoleon’u bozguna

Kongreye çok sayıda devlet katılsa da alınacak kararlar üzerinde Napoleon’u bozguna

uğratan İngiltere, Avusturya, Prusya ve Rusya belirleyici olmuştur.
Avusturya’yı Kongre’nin başkanlığını da yapan Başba­kan Metternich temsil etmiştir.
Kaybeden taraf olan Fransa adına ise Kral XVIII Louis Dış İşleri Bakanı Talleyrand’ı göndermiştir. Ancak katılımcılar içinde ön plana çıkanlar Metternich ve Talleyrand olmuştur.
Слайд 46

Metternich Avusturya’nın çıkarlarına uygun düzenlemeleri gerçekleştirmek için çaba har­carken, Talleyrand da

Metternich Avusturya’nın çıkarlarına uygun düzenlemeleri gerçekleştirmek için çaba har­carken,
Talleyrand da

usta diplomat kimliğini kullanarak kazanan devletler arasındaki çıkar çatışmalarını kullanarak Fransa’nın uluslararası sistemden tecrit edilmemesini ve en az zararla Kongreden ayrılmasını sağlamaya çalışmıştır.
İzlediği başarılı politika ile başlangıçta Fransa görüşmelere dahi alınmazken kısa süre içinde toplantıların ayrılmaz bir parçası olmuştur.
Слайд 47

Kongreye gelen bütün devletlerin ülkelerinin çıkarları çerçevesinde farklı beklentileri vardır. Kuşkusuz

Kongreye gelen bütün devletlerin ülkelerinin çıkarları çerçevesinde farklı beklentileri vardır.
Kuşkusuz

ortak payda belirsiz bir durumda bulunan Orta Avrupa’ya barış ve istikrarı getirmek ve bozulan dengeleri yeniden kurmaktır. Ancak bunun dışında her birinin farklı hesapları vardır.
Слайд 48

Metternich’in temel hedefi; çok uluslu bir İmparatorluk olan Avusturya’yı İhtilalin ortaya

Metternich’in temel hedefi; çok uluslu bir İmparatorluk olan Avusturya’yı İhtilalin ortaya

çıkardığı liberalizm ve milliyetçilik akımının zararlı etkilerinden korumaktır.
Слайд 49

İngiltere’nin temel hedefi ise İngiltere’nin klasik denge politikası çerçevesinde Viyana’da yapılacak

İngiltere’nin temel hedefi ise İngiltere’nin klasik denge politikası çerçevesinde Viyana’da yapılacak

düzenlemelerle Avrupa’da tek bir devletin güçlenmesini engelleyecek bir yapının kurulmasıdır.
Bu politika çerçevesinde Fransa’nın fazla ezilmesinden yana değildir. Aksi takdirde Kıta Avrupası Rusya ya da Avusturya’nın denetimine girebilirdi.
Ayrıca deniz ve ticaret üstünlüğünü devam ettirmek,
İhtilal Savaşları sırasında ele geçirdiği İs­panya, Portekiz, Hollanda’yı elinde tutmak da İngiltere’nin hedefleri arasınday­dı.
Слайд 50

Kongrede öne çıkan ve çözümde etkili olan Avusturya ve İngiltere arasında

Kongrede öne çıkan ve çözümde etkili olan Avusturya ve İngiltere arasında

bile ciddi çıkar çatışmaları vardı.
İngiltere Kıta Avrupası’nın kontrolünden çıkmaması için Fransa’nın çok ezilmemesinden yanayken
Avus­turya aksi kanaatteydi.
Kongre boyunca devam eden bu çelişkili durum ise Talleyrand’ın işine yaramıştır.
Слайд 51

Yapılan Düzenlemeler Viyana Kongresinde çalışmalar bütün katılımcı devletlerin bir araya geldiği

Yapılan Düzenlemeler
Viyana Kongresinde çalışmalar bütün katılımcı devletlerin bir araya geldiği genel

kurulda yürütülmemiş, komisyonlar oluşturularak gerçekleştirilmiştir.
Viyana Kongresi komisyonlar biçiminde çalışmalarını yürüten ilk uluslararası kongre örneği olması açısından da ilgi çekicidir.
Слайд 52

Komisyonlarda alınan kararlar ve devletlerin daha önce kendi aralarında yapmış oldukları

Komisyonlarda alınan kararlar ve devletlerin daha önce kendi aralarında yapmış oldukları

anlaşmalar birleştirilerek bir Sonuç Anlaşması ortaya çıkarıl­mış, katılımcı devletler tarafından 9 Haziran 1815’te imzalanmıştır. Bu kararla­rın başlıcaları şunlardır:
1. Fransa’nın kazanmış olduğu toprakların hepsi elinden alınacaktır.
2. Belçika ve Hollanda birleştirilerek Niederland adıyla yeni bir devlet kuru­lacaktır.
Слайд 53

3. İsviçre 22 kantondan meydana gelen bağımsız ve tarafsız bir devlet

3. İsviçre 22 kantondan meydana gelen bağımsız ve tarafsız bir devlet

haline getirilecektir.
4. Almanya’da Kutsal Roma-Germen İmparatorluğu devletleri ve Napoleon’un kurduğu Ren Konfederasyonu kaldırılacak yerine 38 devletten meydana gelen Germen Konfederasyonu kurulacaktır. Merkezi Frank­furt olan bu konfederasyon bir Diyet (Meclis) tarafından yönetilecek, Mecli­sin başkanlığını da Avusturya yapacaktır.
5. Polonya toprakları Rusya, Prusya ve Avusturya arasında paylaştırılacaktır.
Слайд 54

6. İtalya’nın parçalanmış yapısı devam edecek, kuzey bölümü Avusturya’ya geçerken, Nice,

6. İtalya’nın parçalanmış yapısı devam edecek, kuzey bölümü Avusturya’ya geçerken, Nice,

Savoi, Cenova Cumhuriyeti toprakları Sardunya’ya bağla­narak Fransa’nın güneyinde güçlü bir devlet oluşturulacaktır.
7. Uluslararası nehirlerde ticaret amacıyla yapılacak ulaşım serbest olacaktır.
8. İngiltere Malta, İyon Adaları, Seylan Adası, Honduras, Guyan ve Trinidat adalarını alacaktır.
Слайд 55

Avusturya Doğu Galiçya, Lombardiya ve Venedik’i alacaktır. Prusya’ya Pozen bölgesi, Saksonya

Avusturya Doğu Galiçya, Lombardiya ve Venedik’i alacaktır.
Prusya’ya Pozen bölgesi, Saksonya ve

Westphalia bölgesinin bir kısmı verilecektir.
Rusya İsveç’ten aldığı Finlandiya ile Osmanlı Devleti’nden aldığı Besarabya’yı koruyacaktır.
Слайд 56

Viyana Kongresinin Ayırıcı Özellikleri ve Alınan Kararların Sonuçları Napoleon Savaşlarının ertesinde

Viyana Kongresinin Ayırıcı Özellikleri ve Alınan Kararların Sonuçları
Napoleon Savaşlarının ertesinde Avrupa’ya

yeni bir düzen getirmek amacıyla gerçekleştirilen Viyana Kongresi tümüyle Metternich’in eseri olup Avrupa siyasi tarihinde yeni bir dönemin başlangıcını teşkil etmiştir.
Avrupa’nın Viyana’da belirlenen statüsü 1830 ve 1848 İhtilalleriyle sarsıntılar geçirse de bazı değişikliklerin dışında genel hatlarıyla Birinci Dünya Savaşı’na kadar sür­müştür.
Слайд 57

Viyana Düzenlemelerinde tarihte çok az rastlanabilecek bir şey gerçekleştirilmiş ve yenilen

Viyana Düzenlemelerinde tarihte çok az rastlanabilecek bir şey gerçekleştirilmiş ve yenilen

Fransa’ya karşı sert ve cezalandırıcı bir politika izlenmemiştir. Bu yaklaşımın mimarı İngiltere olmuştur.
Çünkü Kıta Avrupa’sında bütün güçlerin bir denge içinde tutulmasından yanadır.
Ayrıca Fransız dış işleri bakanı Talleyrand’ın konu ile ilgili çabalarını da unutmamak gerekmektedir.
Слайд 58

Viyana Kongresi devletler arası ilişkilerde de yeni bir dönemi açmıştır. Kongre

Viyana Kongresi devletler arası ilişkilerde de yeni bir dönemi açmıştır.
Kongre

ile İngiltere, Rusya, Prusya, Avusturya-Macaristan ve Fransa’dan oluşan grubun esas kabul edildiği yeni bir Avrupa güçler dengesinin temeli atılmış, iki taraflı diplomasiden çok taraflı diplomasiye geçilmiştir.
Böylece "Kongre Sistemi" ya da "Konferans Sistemi" denilen yeni bir sistem ortaya çıkmıştır.
Слайд 59

Bundan sonra devletler aralarındaki problemleri savaşarak değil, barışçı yöntemlerle diplomasi çerçevesinde

Bundan sonra devletler aralarındaki problemleri savaşarak değil, barışçı yöntemlerle diplomasi çerçevesinde

çözümleyeceklerdir.
Uluslararası bir sorun çıktığında derhal bir kongre toplanacak ve Avrupalı devletlerin katılımı ile konu tartışılacak, fikir alışverişi yapılacak ve devletler hukuku ilkeleri çerçevesinde karara bağlanacaktır.
Bu yolla Avrupa’da kalıcı bir barış düzeni kurmak da mümkün olacaktır.
Слайд 60

Viyana Düzenlemelerinde uluslararası ilişkiler alanında ortaya çıkan bir başka önemli gelişme

Viyana Düzenlemelerinde uluslararası ilişkiler alanında ortaya çıkan bir başka önemli gelişme

‘‘Avrupa Uyumu" kavramının doğmasıdır.
Milletler Ce­miyeti ile Birleşmiş Milletler örgütlerinin kurulmasından bir yüzyıl kadar önce Metternich
Avrupa’yı birbirleriyle sürekli çatışma içinde olan ayrı ayrı ulusların ve devletlerin yer aldığı bir kıta olarak değil,
tek bir bütünleşmiş Avrupa Cum­huriyeti olarak görmüştür.